Toksik ilişki… Son zamanlarda fazlaca duyduğumuz bir ifade olmaya başladı. Peki bunun temelindeki şeyin çocukluk döneminizde bakım vereninizle kurduğunuz bağ şekli olabileceğini hiç düşündünüz mü? John Bowlby’nin açıkladığı ”Bağlanma Teorisi” bir bebeğin bakım vereni (anne, bakıcı vs.) tarafından duygusal olarak nasıl beslendiğiyle ve bunun sonucunda bireyin ömür boyu kurduğu arkadaşlık ilişkilerinde ve romantik ilişkilerinde kişinin bağlılığını nasıl etkilediğiyle ilgilenir.
Bu kurama göre ”güvenli bağlanan” kişiler sağlıklı ve uzun süreli ilişki kurabilirler çünkü ebeveynlerinden sağlıklı sevgiyi alabilmişlerdir. İletişime ve özellikle duygusal iletişime açık, karşısındakine güvenmekte zorlanmayan ve yakın ilişki kurdukları zaman rahat hissedebilen kişiler olan güvenli bağlananlar, bu sayede tartışma ve çatışmaları yönetmekte zorlanmazlar, anlamaya ve anlatmaya açıktırlar.
”Kaçıngan bağlanan” kişilerin ebeveynleri ise sevgilerini göstermekte ve ifade etmekte zorlanan, ilgisiz yani duygusal olarak mesafeli kişiler olabilir. Bu nedenle kaçıngan bağlananlar da ilişkilerinde fiziksel ve duygusal yakınlıktan kaçınırlar. Bu kişiler birine bağlanmaktan kaçmanın ötesinde böyle bir şeye ihtiyaç duymadıklarına inanır ve bunu bağımsızlıklarına bir tehdit olarak görürler. Böylece romantik ilişkilerinde derinleşmeleri çok zordur.
Tutarsız ebeveyn davranışlarına maruz kalmış olan ”kaygılı bağlanan” kişi anne babasını anlamakta zorlanır, sevgilerinden emin olamaz ve kafası karışır. Çocuğa bazen fazlaca sevgi gösterip bazen de yokmuş gibi davranmak bu tutarsızlığa örnek gösterilebilir. Bu nedenle kaygılı bağlananlarda terk edilme ve reddedilme korkusunu açıkça görürüz. Dahası, bu kişiler bağlılıktan ziyade birine bağımlı olmaya eğilimlidirler. Bundandır ki partnerlerine karşı aşırı kıskanç ve güvensiz hissederler, kendilerini sevilmeye layık görmezler çünkü özgüven eksikliği yaşarlar.
Peki tüm bunlar öğrendiğimiz bağlanma şeklini değiştiremeyeceğimiz ve kaygılı- kaçıngan bağlandıysak bir daha sağlıklı ilişki kuramayacağımız anlamına mı gelir? “Eğer her şey çocukluk dönemi ile açıklanırsa, o zaman her şey bir başkasının kusuru olarak değerlendirilir ve insanın kendi sorumluluğuna duyulan güven de küçümsenmiş olur.” der Erik Erikson. Yani bağlanma stilimizin farkında olup bunu değiştirmemiz mümkün ki farkındalık ve değiştirme- iyileştirme isteği en önemli adım. Bu noktada partner seçiminde de daha bilinçli yaklaşacağınız için sizden daha güvenli bağlanan biriyle birlikte olduğunuzda ve bu kişi de size karşı sevgi ve anlayış dolu olduğunda siz de daha sağlıklı bağlanabilirsiniz. Buna ek olarak psikoterapi sürecine başlamak da kendinizi tanıma ve duygusal değişim yolunda atılmış bir adım olacaktır.
Anladığımız ve anlaşıldığımız sağlıklı ilişkilerde olmak dileğiyle.
Sevgiler,
Psikolojik Danışman Seadet Mercan
WhatsApp iletişim: 0542 538 5381
Instagram: @seadetmercan