Gelelim merak edilen soruya… “Ne olacak bu doların hali?”
Aslına bakarsanız Doların kaç olduğunun, tabela da yazan fiyatın kaç olduğunun bir önemi kalmadı. Piyasa doların gerçek değerini fiyatladı. Piyasada fiyatı yükselmeyen bir tane ürün ve hizmet var mı? Cevabınız “Yok” ise. O zaman, bakmanız gereken, asıl önemli olan, Doların fiyatı değil, piyasadaki karşılığıdır.
Doların fiyatının yükselmemesi için her şeyi göze almışsanız, diyecek fazla bir şey bırakmadınız demektir. Kontrolü ele almışsınız. “Şu arada gitsin gelsin, tamamdır” diyorsanız, Fiyatını kısmen sabitlemişsiniz demektir. Ne aşağı iniyor, ne yukarı çıkıyor. Nasıl oluyor bu iş? Doları tutan güç aslında kim?
Kamu bankaları zararda. Her biri anlamsız kar düşüşleri yaşıyorlar. Hem de % 30-40-50 lerde. Bu işte bir yanlışlık var. Piyasaya talimatla, ortalamanın altında düşük faizle kredi verilmesinin karşılığı, bankaların zararına oldu. Ocak-Eylül Döneminde, Halkbank, Ziraat ve Vakıfbank’ın net karında ciddi düşüşler gözlendi.
Bankalar bu yıl, 15.8 milyar liralık zararını “Sermaye piyasası işlemleri” kaleminden yaptı. Bu zararın 11.8 milyarı kamu bankalarında…Bir ayrıntıyı dile getireceğim. Kamu bankalarının “döviz cinsinden” parada 7.9 milyar, Özel bankaların zararı yok. Çok ilginç bir durum. Akıl sır ermiyor. Bu zarar ediliyorsa, amacı Doları sabit tutmak mı? Eğer öyleyse, zarara rıza ile giriliyor.
Doların yükselmesi için swapla, TL karşılığı dolar alınması lazım. Bankalar swap karşılığı TL vermiyorlar. Verse de yüksek faizle veriyor. Bu da yatırımcı için cazip değil.
Bu sebeple, Swap, sadece faiz ve likidite riskini koruyor. Ama sadece geçici bir çözüm. Bu işlemde, Elinde dolar olan yine dolarını tutmuş olur. Bunun karşılığı olarak faiz geliri elde eder. Dolar borç verenler, TL’ye verilen faiz kadar kar elde ederler. Merkez bankası peşin olarak dolar alır, aldığı kişiler ve kurumlar, parayı talep edene kadar, alım ve satım işlemlerini devam ettirir.
Nerede biter bu oyun?
Herkes zanneder ki, “Merkez Bankasının elinde dolar var”. Peki, Şimdi SORU-YORUM, Merkez bankasında yeterince Dolar var mı?” Yoksa ne olur!!!
Düşünün ki, 10 katlı bir inşaat diktiniz, ama inşaatın temeli yok.Ne olur tahmin edersiniz. Kişi ve yatırımcılar, merkezden parasını isterse, işler fena değişir. Yani “Temelsiz bir binanın depremle çöküşü kaçınılmaz” oluyor.
Son kalemiz, Merkez bankası. Piyasa yapıcılar, fırsatları kolluyor. Kur savaşları, kıtalararası yaşanıyor.
Zaman ayarlı bir deprem gelebilir, Çünkü çözüm bulmadık. Öteledik, süreci ileri aldık. Bakalım altında kimler kalacak!!!