Bir Sure:
Rahmân, Rahîm Allah’ın Adı’yla.
1. Bakmaz mısın Âhiret’teki hesabı ve hükmü yalan sayan şu adama!
2. (Öylesine inkârcı ve kötü biridir ki o,) yetimi şiddetle itip kakar;
3. Ve ihtiyaç içindeki yoksulu ne doyurur ne de bu hususta başkasına teşvikte bulunur.
4. Vay haline (Âhiret hesabını yalanlayıp da), âdet usûlü namaz kılanların!
5. Ki onlar, namazlarından gafildirler.
6. Yaptıkları ibadetleri halk görsün de kendilerinden bahsetsin diye yaparlar.
7. Ve (toplum içinde hemcinslerine karşı) her türlü yardımı esirgerler. (1)
[(1) Sûrede son dört âyet, bazı münafık tipleri tehdit etmektedir. Onlar, âdet usûlü namaz kılarlar ama, namazdan herhangi bir hayır ummadıkları gibi, namaz kılmadıkları zaman da Allah’tan hiçbir korku duymazlar. Kıldıkları zaman da gurura kapılırlar. Namazı vaktinde ve gerektiği şekilde kılıp kılmadıkları konusunda hiçbir endişeleri yoktur. Namaz kılmakla Allah’ın rızasını talep etmez, kıldıkları namazı O’nun için kılmaz, fakat birtakım dünyevî beklentiler için kılarlar.]
Bir hadis
İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre:
Abdulkays heyeti Allah Resulü'nün huzuruna geldi ve şöyle dedi:
"Ey Allah'ın Resulü! Biz, Rabîa'dan şu kabileyiz. Senin ile bizim aramızda Mudar kâfirleri bir engel durumundadır. Bu yüzden sana sadece Haram aylarda gelebiliyoruz. O halde bize bir iş emret ki onu yapalım ve arkamızdakileri ona davet edelim."
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi yapmanızı ve dört şeyden de sakınmanızı emrediyorum: Size Allah'a iman etmenizi, (sonra bunu kendilerine açıklayarak şöyle buyurdu:) Allah'tan başka ilah olmadığı ve Muhammed'in Allah Resulü olduğuna şahadet etmenizi; namazı kılmanızı, zekâtı vermenizi ve savaşta ele geçirdiklerinizin beşte birini vermenizi emrediyor ve sizleri (içine şıra konan ve mayalanarak içki olmasını sağlayan) dubba'dan, hantem'den, nakir'den ve mukayyar'dan nehyediyorum."
(Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 23)
Rahmân, Rahîm Allah’ın Adı’yla.
1. Bakmaz mısın Âhiret’teki hesabı ve hükmü yalan sayan şu adama!
2. (Öylesine inkârcı ve kötü biridir ki o,) yetimi şiddetle itip kakar;
3. Ve ihtiyaç içindeki yoksulu ne doyurur ne de bu hususta başkasına teşvikte bulunur.
4. Vay haline (Âhiret hesabını yalanlayıp da), âdet usûlü namaz kılanların!
5. Ki onlar, namazlarından gafildirler.
6. Yaptıkları ibadetleri halk görsün de kendilerinden bahsetsin diye yaparlar.
7. Ve (toplum içinde hemcinslerine karşı) her türlü yardımı esirgerler. (1)
[(1) Sûrede son dört âyet, bazı münafık tipleri tehdit etmektedir. Onlar, âdet usûlü namaz kılarlar ama, namazdan herhangi bir hayır ummadıkları gibi, namaz kılmadıkları zaman da Allah’tan hiçbir korku duymazlar. Kıldıkları zaman da gurura kapılırlar. Namazı vaktinde ve gerektiği şekilde kılıp kılmadıkları konusunda hiçbir endişeleri yoktur. Namaz kılmakla Allah’ın rızasını talep etmez, kıldıkları namazı O’nun için kılmaz, fakat birtakım dünyevî beklentiler için kılarlar.]
Bir hadis
İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre:
Abdulkays heyeti Allah Resulü'nün huzuruna geldi ve şöyle dedi:
"Ey Allah'ın Resulü! Biz, Rabîa'dan şu kabileyiz. Senin ile bizim aramızda Mudar kâfirleri bir engel durumundadır. Bu yüzden sana sadece Haram aylarda gelebiliyoruz. O halde bize bir iş emret ki onu yapalım ve arkamızdakileri ona davet edelim."
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi yapmanızı ve dört şeyden de sakınmanızı emrediyorum: Size Allah'a iman etmenizi, (sonra bunu kendilerine açıklayarak şöyle buyurdu:) Allah'tan başka ilah olmadığı ve Muhammed'in Allah Resulü olduğuna şahadet etmenizi; namazı kılmanızı, zekâtı vermenizi ve savaşta ele geçirdiklerinizin beşte birini vermenizi emrediyor ve sizleri (içine şıra konan ve mayalanarak içki olmasını sağlayan) dubba'dan, hantem'den, nakir'den ve mukayyar'dan nehyediyorum."
(Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 23)