Kalenderî şair (Bünyan/Akkışla, XVI. yüzyıl). Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Koyun Abdal hakkındaki ilk incelemelerden biri Fahri Bilge tarafından yayımlanan “1527 Tarihindeki Bir İsyanı Hatırlatan Bir Manzume: Kalender Vak’ası ve Koyun Abdal” başlıklı makaledir. Bu yazıda öncelikle 1527 yılında çıkan Kalender İsyanı hakkında bilgi verilmiş, ardından Koyun Abdal’ın bu isyanı başlatan kişi olan Kalender hakkındaki manzumesine yer verilmiştir. Fahri Bilge bu şiirin kendi şahsi kütüphanesinde yer alan siyakat yazısıyla yazılmış, 1575 (H 973-983) yıllarına ait olduğu anlaşılan bir mecmuanın 85. yaprağında kayıtlı olduğunu belirtmiştir.
Fahri Bilge, başka hiçbir yerde Koyun Abdal’a ait bir manzumeye rastlanmadığını ifade ettikten sonra Kayseri’nin Bünyan ilçesine bağlı Akkışla köyündeki türbeye değinmiştir. Bilge, bizzat buraya giderek köyde incelemeler yapmıştır. Bilge’nin tespitlerine göre köyün tarihi en fazla 150 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bilge tarafından, daha önceleri de bu mevkiye “Koyun Abdal” denildiğine işaret edilmiş, buradan da bu şahsın Türkmenler arasında önemli bir kişi olduğunun anlaşılabileceği belirtilmiştir.
Şaban Hacıpaşaoğlu, 1417 tarihinde Şeyh Bedreddin İsyanı’nda Bedreddin'in müritlerinden olan Koyun Abdal’ın 1420’de bu mevkiye gelerek tekke açtığı bilgisini vermektedir.
Türbesi Bünyan’a bağlı Koyunabdal Mahallesi'ndedir. S. Nüzhet Ergun’un, Bektaşi Şâirleri ve Nefesleri eserinde Koyun Abdal’ın Divanı’ndan naklettiği şiirlerden:
Seni Şâh’a gider derler
Gel gitme güzel Kalender
Atan anan yüzün suyun
Terk itme güzel Kalender
…………….
Sen Hacı Bektaş oğlusun
Şu âleme dopdolusun
Sen de bir erin oğlusun
Gel gitme güzel Kalender
Kuvvetli bir “hulûl” ve “tenâsûh” inancı gösteren diğer bir şiiri:
Gel ey mü’min tevellâ Şâh’a eyle
Teberrâ düşmen-i evlâda eyle
Hudâ Kur’an içinde dedi bile
Var imdi Cân ile bu mehdi söyle
Hüseyin ibn-i Ali sırr-ı Hudâ’dır
Habîb-i nûr-ı çeşm-i Mustafâ’dır.
Betül Görkem, Kayseri Ansiklopedisi, C. 4, s.258,259
Gül bahçesi
* Muhâtaradan sâlim olacak derecede hak-gûyilik, her bir insan için farzdır.
(Tehlikelerden emin olacak derecede doğruluk, her insan için farzdır.)
*
* Küçük kalmak isteyen kendini büyük görmeli, büyük olmak isteyen kendini küçük görmeli.
*
* Merhamet, insanlık ma’deninin en kıymettâr cevheridir.
(Acıma ve bağışlama duygusu, insanlık madeninin en değerli mücevheridir.)
*
*Müfsid, kendi istikbâlini öldürmek için en hunriz bir kâtildir.
(Bozgunculuk yapan, anarşi çıkaran kendi geleceğini öldürmek için en kanlı bir katildir.)
Hakikat Çiçekleri, Ali Emiri Efendi
Fahri Bilge, başka hiçbir yerde Koyun Abdal’a ait bir manzumeye rastlanmadığını ifade ettikten sonra Kayseri’nin Bünyan ilçesine bağlı Akkışla köyündeki türbeye değinmiştir. Bilge, bizzat buraya giderek köyde incelemeler yapmıştır. Bilge’nin tespitlerine göre köyün tarihi en fazla 150 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bilge tarafından, daha önceleri de bu mevkiye “Koyun Abdal” denildiğine işaret edilmiş, buradan da bu şahsın Türkmenler arasında önemli bir kişi olduğunun anlaşılabileceği belirtilmiştir.
Şaban Hacıpaşaoğlu, 1417 tarihinde Şeyh Bedreddin İsyanı’nda Bedreddin'in müritlerinden olan Koyun Abdal’ın 1420’de bu mevkiye gelerek tekke açtığı bilgisini vermektedir.
Türbesi Bünyan’a bağlı Koyunabdal Mahallesi'ndedir. S. Nüzhet Ergun’un, Bektaşi Şâirleri ve Nefesleri eserinde Koyun Abdal’ın Divanı’ndan naklettiği şiirlerden:
Seni Şâh’a gider derler
Gel gitme güzel Kalender
Atan anan yüzün suyun
Terk itme güzel Kalender
…………….
Sen Hacı Bektaş oğlusun
Şu âleme dopdolusun
Sen de bir erin oğlusun
Gel gitme güzel Kalender
Kuvvetli bir “hulûl” ve “tenâsûh” inancı gösteren diğer bir şiiri:
Gel ey mü’min tevellâ Şâh’a eyle
Teberrâ düşmen-i evlâda eyle
Hudâ Kur’an içinde dedi bile
Var imdi Cân ile bu mehdi söyle
Hüseyin ibn-i Ali sırr-ı Hudâ’dır
Habîb-i nûr-ı çeşm-i Mustafâ’dır.
Betül Görkem, Kayseri Ansiklopedisi, C. 4, s.258,259
Gül bahçesi
* Muhâtaradan sâlim olacak derecede hak-gûyilik, her bir insan için farzdır.
(Tehlikelerden emin olacak derecede doğruluk, her insan için farzdır.)
*
* Küçük kalmak isteyen kendini büyük görmeli, büyük olmak isteyen kendini küçük görmeli.
*
* Merhamet, insanlık ma’deninin en kıymettâr cevheridir.
(Acıma ve bağışlama duygusu, insanlık madeninin en değerli mücevheridir.)
*
*Müfsid, kendi istikbâlini öldürmek için en hunriz bir kâtildir.
(Bozgunculuk yapan, anarşi çıkaran kendi geleceğini öldürmek için en kanlı bir katildir.)
Hakikat Çiçekleri, Ali Emiri Efendi