Anlayacağınız nasıl “Dünyada bütün yollar Roma’ya çıkarsa”, şehirlerde de tüm yollar çarşıya çıkar. Şehir olmak demek çarşı sahibi olmak demektir. Kayseri adı; büyük ve geniş pazar yeri, büyük çarşı anlamındaki Kayserya’dan süzülerek, dönüşerek telaffuz edilmeye başlanmış. Çarşısız kent midesiz vücut gibidir. Çarşı durursa hayat durur. Çarşı çökerse hayat çöker. Çarşı ölürse şehir ölür. Havası birbirinden pek farklı değil. Kapalı çarşılar öyle mi? Her bir çarşının kendine özgü rengi, sesi ve kokusu var.
Osmanlılar zamanında yapılan kapalı çarşılar arasında İstanbul Kapalı Çarşı'dan sonra en büyüğü olarak kabul edilen Kayseri Kapalı Çarşısı, tarihinde birkaç defa yangınlarla büyük zarar görmüş, 1987-1991 yılları arasında bütünüyle ele alınarak “eski Osmanlı mimarisi” tarzında yeniden yaptırılmıştır. Kuyumculardan baharatçılara, urgancılardan giyim eşyası satan dükkânlara kadar içinde birçok dükkân bulunan Kapalı Çarşı, bugün tüm renkliliğiyle Kayseri ticaretindeki önemini hala korumaktadır.
Osmanlılar zamanında şehrin eski surlarının içi tamamen dükkânlarla dolu olduğu gibi, kale kapılarının civarlarında da çok miktarda dükkân bulunmaktaydı. Bu tarihlerde çarşıların kapalı olduğuna dair bir kayıt yoktur. Muhtemelen daha sonradan üstleri tonozlarla kapatılmış olup, “kapalı çarşı” oluşmuştur.
Kayseri ticari dokusunun merkezi sayılan Kapalı Çarşı, oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Eski fotoğraflarda Kapalı Çarşı’nın saat kulesine kadar uzandığı, üzerinin tonozla örtülü olduğu ve geniş bir sahaya yayıldığı görülmektedir.
1907 tarihli Ankara Vilayeti Salnamesi’nde Kayseri Kapalı Çarşısı için, “iki binden fazla dükkân ve mağazayı içine alan muntazam kâgir bir çarşı” denilmektedir.
Tonozların büyük bir kısmı 1935 yılında açılmıştır. Çarşı genelde kuzey-güney ve doğu-batı yönünde ve aynı zamanda birbirine dik olarak düzenlenen sokaklardan oluşur.
1844 yılında Urgancılar Çarşısı’na paralel olarak ve Kapalı Çarşı’ya ilave olarak Hacı Efendi Çarşısı yaptırılmıştır. Güpgüpzade Hacı Efendi tarafından yaptırılan ve 302 adet dükkândan oluşan Hacı Efendi Çarşısı, 14 Eylül 1870 tarihinde çıkan ve bütün Kapalı Çarşı’yı enkaz haline getiren yangından zarar görmemiştir.
1849 yılında Kapalı Çarşı’da çıkan yangın, çarşının büyük bir kısmının yanmasına sebep olmuştur. Bu yıldan sonra yeni kapalı çarşılar yaptırılarak çarşı hem onarılmış ve hem de genişletilmiştir.1859’da da Kapalı Çarşı’ya halk tarafından ilave çarşılar yapıldığı bilinmektedir.
Daha sonra Kapalı Çarşı Maraşlı Osman Paşa’nın gayretiyle, yangından önceki şekline sadık kalınarak, dükkân sahipleri hesabına Belediye tarafından taş malzeme kullanılarak 1804 adet dükkândan oluşacak şekilde yeniden yaptırılmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında kocaları, kardeşleri savaşa giden kimsesiz kadınlar çarşının bir bölümünde ticaret yapmak zorunda kalmışlar ve bu sokak “Kadınlar Çarşısı” olarak adlandırılmıştır. Bunun hatırasına Kale Önü’ne bir kadın heykeli de yaptırılmıştır.
1935-1936 yıllarında Kapalı Çarşı’nın bir kısmının üzeri açılmıştır. 1987-1991 yılları arasında ise Kayseri Kapalı Çarşısı bütünüyle ele alınarak eski Osmanlı mimarisi tarzında yenilenmiştir.
KAYSERİ KAPALI ÇARŞIDAKİ SOKAKLAR:
Kapalı Çarşı’nın bugünkü sokak isimleri şunlardır: Karanlık Çarşı (Hacı Efendi Çarşısı), Öz Sokak (Urgancılar), Bezciler (Uzun Çarşı), Sipahi Pazarı, Kadınlar Çarşısı, Börekçiler, Terziler, Damgacılar, Kürkçüler, Tabakçılar, Katrancılar, Saraçlar, Eskiciler, Gazezler, Dikiciler.
Kapalı Çarşı’nın Hacı Efendi Kapısı üstündeki kitabesinde şu ifadeler yer alır:
“Dünyanın mutlu insanları iyi kazanç sâhipleridir.
İyi kazanca ulaşmak alış-verişle olur.
Allah korkusu ile satış yapıp sermaye edinmeli.
Helal kazanç edinmek zevk ve sevinç sebebidir.
En kıymetli malları isteyen gelsin bu çarşıya müşteri
Âlemde en mühim yer ticaret semtinin kapısıdır. 1260 (1844).”