Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ?İsmim Şenol Taş. 1966 yılı Kayseri Bünyan doğumluğum.Hayatımın büyük bir bölümü Kayseri de geçti. İlkokula Almanya Berlin'de başladım.Babam Almanya’da işçiydi. Dördüncü sınıftayken Kayseri’ye döndük.Öğretim hayatımın tamamını Kayseri’de geçirdim. Mezuniyet sonrası bu geleneksel ve tamamlayıcı tıp olarak adlandırılan tıbbın bu bölümüne ilgi duymaya başladım . Zaman zaman bununla ilgili olarak hem yurtdışı hem yurt içi çalışmalarım oldu. Şuanda bu kliniği çalıştırıyorum.Kaç yıldan beri bu işi yapıyorsunuz ?1986 yılında tıp fakültesinde öğrencilik hayatıma başladığımdan 2 yıl sonra bir tesadüf eseri hipnozla tanıştım. Tamamlayıcı ve geleneksel tıpla alakalı olarak 1986 yılından beri çalışıyorum.Peki hocam hacamat nedir? Nasıl Yapılır ?Hacamatla benim tanışmam çok ilginç oldu. 1993 yılında Avusturya’nın başkenti Viyana’ya Bahar Endüstrisi’ne Akupunkturla ilgili olarak gitmiştim. O zamanlar orada tesadüfen Cupping Therapy (Kupa Tedavisi) denilen bir tedavi metodunun olduğunu öğrendik. Bu tür konulara ilgimiz olduğu için onunla ilgili de bir bilgi edinelim, nasıl yapıldığını öğrenelim istedik.Müracaat ettik ve müracaatımız kabul edildi. Cupping Therapy aldığımız akapunktur eğitimiyle ilgili olarak akapunktur noktalarına uygulandığını , Türkiye’deki şişe kapama ya da kupa çekme dediğimiz hadiseyle aynı özellikleri taşıdığını 1993 yılında öğrendik. 1999 yılında bir hac görevim oldu. Orada arkadaşlar benim bu alanlara olan ilgilimi bildikleri için Suudi Arabistan’da bunlara benzer bir tedavi metodu olduğunu adına hacamat dediklerini söylediler. O zaman Medine’de hacamat yapılan bir yer vardı oraya gittik. Baktım bu benim öğrendiğim Cupping Therapy . Hacamat ismini bilmiyordum o zamanlar. Adının hacamat olduğunu söylediler öylece adının hacamat olduğunu öğrenmiş olduk. Aslında hacamat akupunktur noktalarına uygulanıyor.Hâlihazırda bu tedaviye devam ediyoruz. Bu tedavi için zaman zaman yurtdışında bulundum.2007’ den beri de Kayseri’de aktif olarak bu geleneksel ve tamamlayıcı tıp konusunda hizmet veren bir kliniği işletiyorum.Hacamat’ın tarihteki ve islamdaki yeri nedir ?Hacamat ayrı zamanda sünnet olan bir tedavidir. Sünnet Peygamber efendimizin yaptırmasından kaynaklanıyor. Hacamat aslında Hz.Davud’a (a.s) hediye edilmiş bir bilimdir. Akupunktur’a da baktığımız zaman Hz. Nuh (a.s) ‘a hediye edilmiştir. Tarihçilere göre Hz. Nuh’a (a.s) günümüzden 14 bin yıl önce, Hz. Davud (a.s) ise günümüzden 8 bin yıl önce yaşadığı düşünülüyor. Aralarında 6 bin yıllık bir fark var. Yani akupunktur çok daha eski bir bilimdir. Ve hacamat akupunktur noktalarına uygulanan bir tedavidir.Hacamat Kimlere uygulanır , Kimlere Uygulanmaz ?Bu kadim tedaviler doğumdan ölüme kadar her yaştan hasta grubuna yapılabiliyor. Bununla ilgili Malezya ve Endonezya’da doğan çocuğa bile anında hacamat yapıyorlar ve o şekilde hayatına hacamatla başlamış oluyor. Yani herhangi bir sınırı yok diyebilirim. Ama burada şu esas herhangi bir kan ya da kanama rahatsızlığı olmaması gerekiyor. Çünkü biz hacamat esnasında küçük küçük çizikler atıyoruz.Hacamat, hangi rahatsızlıklara iyi geliyor ?Aklınıza gelebilecek her türlü rahatsızlıkta kullanılabiliyor. Ama daha ziyade günümüz şartlarında ağrılı rahatsızlıklar ön plana çıkıyor. Çünkü hacamatın bir de manevi özelliği vardır. Biz hekim olarak insanlara bedenen ve ruhen hizmet vermekteyiz. Kişiyi bir bütün olarak ele alırsak insan dediğimiz yapı bir bedenden ve bir ruhtan oluşuyor. Ruhsal yada psikolojik diye adlandırdığımız bazı hastalıkları , hacamat ya da akupunktur noktalarına hacamat yapıldığı zaman kişinin psikolojik durumuna da iyi geliyor. Bunun için çok geniş bir yelpazeyi ele alabiliyoruz. Hastalıkların psikolojik temeli veya kökeni ya da hastalığın oluşturduğu psikolojik düzensizlikler dediğimizde bütün hastalık gruplarını ele alabilme imkanımız var. Ama kliniğimizde daha ziyade ağrılı hastalıklar ön planda. Bel ağrısı , boyun ağrısı , fıtıklarda dahil hasta filmlerini inceleyip belli seviyeyi geçmemiş olanlara hacamat yapıyoruz. Ve oldukça etkili sonuçlar elde ediyoruz. Ama belli seviyeyi geçmiş olan hastalara mutlaka cerrahi müdahale öneriyoruz.İnsanlar size en çok hangi rahatsızlıklardan geliyor ve geri dönüşleri nasıl oluyor ?Migren tipi baş ağrıları , bel ve boyun ağrıları , Fibromiyalji hastalığı , eklem ağrıları özellikle romatizma grubu dahil olmak üzere bu konularda şikayeti olan insanlar çok yaygın geliyor.Ve biz bu rahatsızlıklardan elde ettiğimiz bulguları derleyip, bilimsel yayın haline getirerek hacamat ile ilgili gerek ulusal ve gerekse uluslararası toplantılarımızda tebliğ olarak sunuyoruz. Tabi her mesleğin bir istatistiği var, tıbbında bir istatistiği var. Bu elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda bunun istatistiğini çıkartıyoruz. Bununla ilgili hacamattan elde ettiğimiz geriye dönüş verileri mesela baş ağrısında yüzde 90 etkili diyebilirim. Bazı insanlar spekülasyon yapabiliyor sanki yüzde yüz bitirebiliyormuş gibi ifade ediyorlar bu yanlış. Herşeyin bir matematiği istatistiği var bununda bir istatistiği var.Mesela eklem ağrılarında , bel fıtığında yine yüzde 95 gönül rahatlığıyla diyebilirim. Onun dışında depresyonda yüzde 80 – 85 etkili diyebilirim. Böyle güzel sonuçları var.Her rahatsızlığın belli seansları var mı yoksa tek seanslık mı ?Elbette. Belli seanslarla yapılıyor. Mesela biz migren hastası geldiği zaman genelde 3 seansa bir program belirliyoruz. Seansların arası en yakın birer ay oluyor bazen 2 ya da 3 aya çıkardığımız hastalarımızda oluyor.Hacamat kimlere yaptırılmalı , Yaptırılmadan önce ne kadar araştırılmalı ?Bu geleneksel ve tamamlayıcı tıpla alakalı 24 Ekim 2014 yılında bir yönetmelik yayınlandı. Yine bu konuyla ilgili olarak 1219 sayılı 1924’te yayınlanan bir kanunumuz var. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında insan bedenine, sağlık adına müdahale edebilme yetkisi sadece tıp doktorlarında var. Bununla ilgili de 2007 yılında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda da değişiklik yapıldı. Bir şekilde insan vücuduna yetkisi olmayan yani tıp doktoru olmayan bir kişinin müdahale ettiği tespit edilirse direkt hapis cezasıyla yargılanıyor. Bu ceza önceden paraya çevriliyordu şimdi o yasayla beraber paraya çevrilemez hale getirildi. Onun için hem yaptıran kişi hem de yapan kişinin suçlu duruma düşmemesi için yaptıran kişinin mutlaka gittiği kişinin tıp fakültesinden mezun bir hekim olmasını tavsiye ediyorum. Bu ileride doğabilecek olumsuz sonuçlara karşı bir muhatap bulabilme adına da lazım. Sizin gittiğiniz kişi eğer bir yetkinliği yoksa bir diploması yoksa , gerek tabip odasına gerek sağlık müdürlüğüne kayıtlı bir şekilde çalışmıyorsa iki gün sonra başına gelebilecek olumsuz bir durumda karşısında bir muhatap bulamaz vatandaş. Hatta şikayet etmiş olsa , siz Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşıyorsunuz gittiğiniz kişinin doktor olduğunu hiç sormadınız mı sorusuyla karşılaşabilir.Ki doğru da budur. Onun için bu hizmeti alacak kişiler özellikle tıp doktoruna müracaat etsin. Kayseri şartlarında belki sayımız yeterli değil ama kaliteli hizmet verildiğini düşünüyorum. O doktorlardan biriside benim.
Türkiye ‘de ve özellikle Kayseri’de vatandaşların bu konuya ilgisi nasıl sizce ? Şuan Kayseri’de ve tüm Türkiye’de hacamata duyulan ilgi oldukça iyi. Bir bakıma bu unutulmuş ama kadim olan tedavi, hatırlandıkça ve doğru ellerde güzel şekilde uygulanıpta sonuçları iyi şekilde geriye dönüşü oluşturdukça ilgi daha da artıyor. Biz hasta seçiminde çok titiz davranıyoruz fayda bulamayacağını düşündüğümüz hastalarımıza bunu ifade ediyoruz. Tıp sadece hacamat , akupunktur ve ilaçtan oluşmuyor. En uygun tedaviyi en iyi şekilde planlamak gerekiyor. Onun içinde diyoruz ki en uygun tedaviyi biz size önerelim o şekilde tedavinizi olun. Hacamatta bunlardan biri ve elde ettiğimiz sonuçlar oldukça iyi. Giderekte duyulan ilgi artıyor.Son olarak başka söylemek istediğiniz birşeyler var mı ?
Böyle bir konuyu dillendirdiğiniz için size teşekkür ediyorum. Sizin bu ve buna benzer yayınlarınız vatandaşların bu konuda aydınlanmasını getirecek, olumsuz etkilenme ihtimallerini de ortadan kaldıracak.Şöyle bir örnek vereyim zaman zaman bana müracaat eden hastalar , vücuttaki farklı noktalardan hacamat yaptırmak istediklerini söylüyorlar.Niye bu noktalardan yaptırmak istiyorsunuz diye sorduğumda ben burdan istiyorum diyorlar. Biz tıp doktoru olarak şunu tavsiye ediyoruz ; Gelin hastalığınızı bize söyleyin, hacamatla ilgili müracaatınız varsa bize söylediğiniz o hastalıkların hacamatla ilgili doğru noktalarını bulalım oluşturalım ve o noktalara hacamat yapalım. Ben kafamdan hacamat istiyorum dediğiniz zaman, biz kafa hacamatlarını daha ziyade ilk edapta şizofreni hastasına yaparız. Aklı başında bir vatandaş gelipte ben kafamdan hacamat yaptıracağım deyince aklımıza bazı olumsuzluklar geliyor ama görünüşü belli eder zaten hastanın. Neden yaptıracaksın dediğimde öyle duydum diyor ama öyle duymakla olmuyor. Ama ben tıp doktoru olmasam da hacamat uygulayan sıradan bir insan olsam, o zaman ki kaygım ne olacak ? Öncelikli kaygı kazanç olacak. Kazanç olmasından dolayıda hasta neresinden isterse orasından yapılacak. Ama bizim kaygımız o değil. Bizim öncelikli kaygımız uyguladığımız tedavide insanların en maksimum seviyede , en azami seviyede istifade etmesi ve oradan elde ettiğimiz geri dönüşün bizim adımızı yüceltmesi şeklinde olacak. Kazanç mutlaka olacaktır bir iş yapıyoruz. Ama öncelikli düşüncemiz kesinlikle kazanç değil, hastamıza verebileceğimiz ya da vesile olabileceğimiz şifadır.Hacamatın bıraktığı izler vücutta kaç gün kalır ?Anında geçmez. Birkaç günlük vücudun kendini toparlama süreci var.Bizim Kullandığımız malzemelerde kesinlikle tek kullanımlıktır. Bazen duyuyorum bazı yerlerde birden fazla kullanıyorlar. Yani o kullanılan malzemeyi alıp uygun olmayan şekilde yıkayıp yıkayıp kullandıklarını ve hastalık bulaşma riskinin ne kadar yüksek olduğunu izliyoruz.Tekrar kullanılan malzemelerden bulaşan hastalıklar var mı ? Bunlar nelerdir ?Tabi. Birçok hastalıklar var. Bunların içerisinde hepatitler günümüz vebası diyebileceğimiz AIDS olmak üzere birçok hastalık bulaşma ihtimali var. Onun içinde diyorum ki gideceğiniz yerin mutlaka ehil, temiz ve hijyen kurallarına, sağlık kurallarına riayet eden yerler olmasına önem verin. Mesela biz kullandığımız malzemeleri tıbbi atık olarak gönderiyoruz. Onunla ilgili yaptığımız tıbbi atık sözleşmeleri var. Rastgele çöpe atılmaz. Özellikle tıbbi atık araçları gelir, hastanelerde de bu böyledir. Gelir onları alır götürür atar ve uygun şekilde yüksek sıcaklıkta yok eder. Normal götürülüp çöpün içerisine karıştırılmaz. Bu konuda vatandaşlarımızın biraz dikkate ihtiyacı var.Hacamatın kilo gibi yan etkileri var mı ?Uygulanan noktalarla alakalı bazı geri dönüş bulguları olabilir. Uygun nokta seçimi yapılmaz, eğer uygun şartlarda uygulanmazsa olumsuzluklar görülebilir. Bir de hasta seçimi çok önemli. Hastayla beraber de hastalığa bağlı noktaların seçimi çok önemli. İnsan vücudunda 1200 tane tanımlanmış akupunktur noktası vardır. Hacamatta bunların yaklaşık 350 tanesi aktif olarak kullanılır. Eğer kişi bir anatomi bir fizyoloji bir biyokimya eğitimi görmediyse hangi noktaların hangi sinir sistemiyle aktife edildiğini yada hangi şekilde aktife edildiğini bilmiyorsa rastgele uygulama sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlar kişileri etkileyebilir. O yüzden biz boşuna en uzun eğitim sürecine sahip olan bir sanata sahip değiliz 6 yıl hazırlıkla beraber 7 yıl okuyoruz.Öbür taraftan haccam dediğimiz eğitimini aldım dediğiniz kişilerin belgelerine bakın 2 günlük 1 günlük eğitim aldık hacamatçı olduk deyip çıkıyorlar. Ama ne fizyoloji biliyorlar ne anatomi biliyorlar. Bazen duyuyoruz damar kesilmesi ya da çok büyük sinir kesilmeleri oluyor. Sonuç olarak yine vatandaş mağdur oluyor. Onun için doktor mutlaka olmalı bu işin içerisinde.Ben meslektaşlarıma da tavsiye ediyorum; Özellikle bu konulara ehemmiyet versinler ve öğrensinler. Biz de elimizden gelen ne varsa yardımcı olmak için buralarda onları bekliyoruz.Böyle bir konuya ilgi gösterdiniz geldiniz zaman ayırdınız ondan dolayı da hem mesleğim hem sağlık adına halkı bilinçlendirdiğiniz için size teşekkür ediyorum.
Türkiye ‘de ve özellikle Kayseri’de vatandaşların bu konuya ilgisi nasıl sizce ? Şuan Kayseri’de ve tüm Türkiye’de hacamata duyulan ilgi oldukça iyi. Bir bakıma bu unutulmuş ama kadim olan tedavi, hatırlandıkça ve doğru ellerde güzel şekilde uygulanıpta sonuçları iyi şekilde geriye dönüşü oluşturdukça ilgi daha da artıyor. Biz hasta seçiminde çok titiz davranıyoruz fayda bulamayacağını düşündüğümüz hastalarımıza bunu ifade ediyoruz. Tıp sadece hacamat , akupunktur ve ilaçtan oluşmuyor. En uygun tedaviyi en iyi şekilde planlamak gerekiyor. Onun içinde diyoruz ki en uygun tedaviyi biz size önerelim o şekilde tedavinizi olun. Hacamatta bunlardan biri ve elde ettiğimiz sonuçlar oldukça iyi. Giderekte duyulan ilgi artıyor.Son olarak başka söylemek istediğiniz birşeyler var mı ?
Böyle bir konuyu dillendirdiğiniz için size teşekkür ediyorum. Sizin bu ve buna benzer yayınlarınız vatandaşların bu konuda aydınlanmasını getirecek, olumsuz etkilenme ihtimallerini de ortadan kaldıracak.Şöyle bir örnek vereyim zaman zaman bana müracaat eden hastalar , vücuttaki farklı noktalardan hacamat yaptırmak istediklerini söylüyorlar.Niye bu noktalardan yaptırmak istiyorsunuz diye sorduğumda ben burdan istiyorum diyorlar. Biz tıp doktoru olarak şunu tavsiye ediyoruz ; Gelin hastalığınızı bize söyleyin, hacamatla ilgili müracaatınız varsa bize söylediğiniz o hastalıkların hacamatla ilgili doğru noktalarını bulalım oluşturalım ve o noktalara hacamat yapalım. Ben kafamdan hacamat istiyorum dediğiniz zaman, biz kafa hacamatlarını daha ziyade ilk edapta şizofreni hastasına yaparız. Aklı başında bir vatandaş gelipte ben kafamdan hacamat yaptıracağım deyince aklımıza bazı olumsuzluklar geliyor ama görünüşü belli eder zaten hastanın. Neden yaptıracaksın dediğimde öyle duydum diyor ama öyle duymakla olmuyor. Ama ben tıp doktoru olmasam da hacamat uygulayan sıradan bir insan olsam, o zaman ki kaygım ne olacak ? Öncelikli kaygı kazanç olacak. Kazanç olmasından dolayıda hasta neresinden isterse orasından yapılacak. Ama bizim kaygımız o değil. Bizim öncelikli kaygımız uyguladığımız tedavide insanların en maksimum seviyede , en azami seviyede istifade etmesi ve oradan elde ettiğimiz geri dönüşün bizim adımızı yüceltmesi şeklinde olacak. Kazanç mutlaka olacaktır bir iş yapıyoruz. Ama öncelikli düşüncemiz kesinlikle kazanç değil, hastamıza verebileceğimiz ya da vesile olabileceğimiz şifadır.Hacamatın bıraktığı izler vücutta kaç gün kalır ?Anında geçmez. Birkaç günlük vücudun kendini toparlama süreci var.Bizim Kullandığımız malzemelerde kesinlikle tek kullanımlıktır. Bazen duyuyorum bazı yerlerde birden fazla kullanıyorlar. Yani o kullanılan malzemeyi alıp uygun olmayan şekilde yıkayıp yıkayıp kullandıklarını ve hastalık bulaşma riskinin ne kadar yüksek olduğunu izliyoruz.Tekrar kullanılan malzemelerden bulaşan hastalıklar var mı ? Bunlar nelerdir ?Tabi. Birçok hastalıklar var. Bunların içerisinde hepatitler günümüz vebası diyebileceğimiz AIDS olmak üzere birçok hastalık bulaşma ihtimali var. Onun içinde diyorum ki gideceğiniz yerin mutlaka ehil, temiz ve hijyen kurallarına, sağlık kurallarına riayet eden yerler olmasına önem verin. Mesela biz kullandığımız malzemeleri tıbbi atık olarak gönderiyoruz. Onunla ilgili yaptığımız tıbbi atık sözleşmeleri var. Rastgele çöpe atılmaz. Özellikle tıbbi atık araçları gelir, hastanelerde de bu böyledir. Gelir onları alır götürür atar ve uygun şekilde yüksek sıcaklıkta yok eder. Normal götürülüp çöpün içerisine karıştırılmaz. Bu konuda vatandaşlarımızın biraz dikkate ihtiyacı var.Hacamatın kilo gibi yan etkileri var mı ?Uygulanan noktalarla alakalı bazı geri dönüş bulguları olabilir. Uygun nokta seçimi yapılmaz, eğer uygun şartlarda uygulanmazsa olumsuzluklar görülebilir. Bir de hasta seçimi çok önemli. Hastayla beraber de hastalığa bağlı noktaların seçimi çok önemli. İnsan vücudunda 1200 tane tanımlanmış akupunktur noktası vardır. Hacamatta bunların yaklaşık 350 tanesi aktif olarak kullanılır. Eğer kişi bir anatomi bir fizyoloji bir biyokimya eğitimi görmediyse hangi noktaların hangi sinir sistemiyle aktife edildiğini yada hangi şekilde aktife edildiğini bilmiyorsa rastgele uygulama sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlar kişileri etkileyebilir. O yüzden biz boşuna en uzun eğitim sürecine sahip olan bir sanata sahip değiliz 6 yıl hazırlıkla beraber 7 yıl okuyoruz.Öbür taraftan haccam dediğimiz eğitimini aldım dediğiniz kişilerin belgelerine bakın 2 günlük 1 günlük eğitim aldık hacamatçı olduk deyip çıkıyorlar. Ama ne fizyoloji biliyorlar ne anatomi biliyorlar. Bazen duyuyoruz damar kesilmesi ya da çok büyük sinir kesilmeleri oluyor. Sonuç olarak yine vatandaş mağdur oluyor. Onun için doktor mutlaka olmalı bu işin içerisinde.Ben meslektaşlarıma da tavsiye ediyorum; Özellikle bu konulara ehemmiyet versinler ve öğrensinler. Biz de elimizden gelen ne varsa yardımcı olmak için buralarda onları bekliyoruz.Böyle bir konuya ilgi gösterdiniz geldiniz zaman ayırdınız ondan dolayı da hem mesleğim hem sağlık adına halkı bilinçlendirdiğiniz için size teşekkür ediyorum.